25 Kasım 2013
Sevgili günlük,
Bugün her şey yolunda.
16 Mart 2015 Pazartesi
Bugün benim doğum günüm
20 Kasım 2013
Bugün 34. yaşımı bitirdim ve 35'e adım attım. Bu günden tam 21 gün önce meme kanseri teşhisi aldım; bir alışkanlık edinmek ya da bir alışkanlıktan vaz geçmek için beynin ihtiyaç duyduğu ya da başka bir deyişle zihnin birşeyi kendi gerçekliği olarak kabul etmesi için geçmesi gereken süre olan 21 gündür kanserim. Alıştım mı? Belki, bu duruma ne kadar alışılabilirse o kadar. En azından ilk geceki kabustan uyanabildim, sonraki 2-3 gün fena değildim, nefesim daralarak da olsa dışarı çıkıp biraz hava alabildim, oğlumla ilgilenebildim. 4. günden sonra asıl kabus başladı; akıl oyunları.. Ölüm düşünceleri, kendine acıma, depresif haller; bunların hepsinin ilaçların kimyasal bir etkisi, beynimle oynadıkları bir oyun olduğunu anlamam oldukça uzun zamanımı aldı, maalesef..
İlk kemoterapiden 11 gün sonra ofise geldim, o sabah direksiyona oturduğumda içimdeki hisleri hiçbir sözle ifade edemem, evden çıkmak, araba kullanmak, trafik, köprüden geçmek, aman Allah'ım, ne kadar güzel duygularmış. Bir daha hiç yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri yapabildiğimi görmek, hayatta olduğunu hissetmek, tekrar insan içine karışmak o kadar iyi geldi ki.. Ofiste günlük işlerle uğraşmak, sanki olanlar hiç olmamış gibi hissettirdi, olan bitene rağmen hala işe yaradığını hissetmek..
İşte ilk kemoterapinin üzerinden iki hafta geçti, bugün benim doğum günüm, ofiste ilk kutlamamı yaptım, akşam da kutlamalar devam edecek.
Bugün, kemoterapiden sonraki 13. gün, saçlarım bugün dökülmeye başladı..
Bugün 34. yaşımı bitirdim ve 35'e adım attım. Bu günden tam 21 gün önce meme kanseri teşhisi aldım; bir alışkanlık edinmek ya da bir alışkanlıktan vaz geçmek için beynin ihtiyaç duyduğu ya da başka bir deyişle zihnin birşeyi kendi gerçekliği olarak kabul etmesi için geçmesi gereken süre olan 21 gündür kanserim. Alıştım mı? Belki, bu duruma ne kadar alışılabilirse o kadar. En azından ilk geceki kabustan uyanabildim, sonraki 2-3 gün fena değildim, nefesim daralarak da olsa dışarı çıkıp biraz hava alabildim, oğlumla ilgilenebildim. 4. günden sonra asıl kabus başladı; akıl oyunları.. Ölüm düşünceleri, kendine acıma, depresif haller; bunların hepsinin ilaçların kimyasal bir etkisi, beynimle oynadıkları bir oyun olduğunu anlamam oldukça uzun zamanımı aldı, maalesef..
İlk kemoterapiden 11 gün sonra ofise geldim, o sabah direksiyona oturduğumda içimdeki hisleri hiçbir sözle ifade edemem, evden çıkmak, araba kullanmak, trafik, köprüden geçmek, aman Allah'ım, ne kadar güzel duygularmış. Bir daha hiç yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri yapabildiğimi görmek, hayatta olduğunu hissetmek, tekrar insan içine karışmak o kadar iyi geldi ki.. Ofiste günlük işlerle uğraşmak, sanki olanlar hiç olmamış gibi hissettirdi, olan bitene rağmen hala işe yaradığını hissetmek..
İşte ilk kemoterapinin üzerinden iki hafta geçti, bugün benim doğum günüm, ofiste ilk kutlamamı yaptım, akşam da kutlamalar devam edecek.
Bugün, kemoterapiden sonraki 13. gün, saçlarım bugün dökülmeye başladı..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)