15 Ağustos 2014 Cuma

Bir port var bende benden içeri

Meme cerrahımın muayenesinden sonra önce kemoterapi ile kitlenin küçültülmesine karar verilmişti. Kemoterapi bir nevi zehir olup verilirken damarları yakıp haşat ettiğinden ve sağ kolumdaki lenfler de alınıp bu kol ileride damar yolu açmak için kullanılamayacağından, önce bir port takalım dedi doktorum. Böylece kemoterapi için sol kolumdan her seferinde damar yolu açılmadan, portum kullanılarak alabilecektim kemoterapiyi. Ben de tamam hadi takın o zaman şimdi dedim :) meğerse bu port için ufak çapta bir operasyon gerekiyormuş böyle bayılıp ayılmalı!
Neye uğradığımı anlayamadan 4 Kasım'a 34 yıllık hayatımın ilk ameliyat randevusu alınmıştı bile! Sabah kalkıp sakince hazırlandım, oğluma iş için Ankara'ya gideceğimi ve o gece otelde kalacağımı anlattım, tabi ki durumdan hiç memnun olmayıp bir hışımla bana hoşçakal bile demeden arkasını dönüp uzaklaştı benden. Günün ilerleyen saatlerinde huysuzluğun dozunu arttırmakla kalmayıp bir de kendisini banyoya kilitlemiş :O tabi ben bu banyo meselesini aylar sonra öğrendim :)
Hastaneye ulaştıktan sonra herşey hızlandı, damar yolu, hazırlıklar vs derken durup düşünmeye fırsat olmadan kendimi bayıltılmak üzere buldum, bkz ameliyat çoraplı ben:
resme alt yazı: "narkozdan ayılırken saçma sapan birşeyler söylemesem bari"
Sonra bu kanser teranesi başladığından beri uyuduğum en deriin ve huzurlu uykudan uyanmaya başladım, üzerimde sıcak hava dolu bir nevresim, ooh çok rahat derken sağ göğüs kafesimdeki batmayla kendime geldim, işte portum oradaydı.,
Kasıma dikilerek sabitlenmiş, doğrudan ana damarıma giden yol, hole in my soul.. O zaman bu şarkı da portuma gelsin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder