Basiret
TDK: Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği,
uzağı görüş, seziş, anlayış, kavrayış, sağgörü, vizyon
Ekşi sözlük: Bilgiyi marifete dönüştürmenin yolu (Yazar: magnolia)
Basireti bağlanmak
TDK: İyi düşünemez, gerçeği göremez bir duruma düşmek
Ekşi sözlük: Doğru yolu görememek,
alması gereken önlemleri zamanında alamamak (Yazar: boyalıkuş)
Beni tanıyanlar
önce teyzemin sonra da annemin üç yıl arayla, tam 60 yaşlarında, yumurtalık
kanserine yakalandıklarını az çok bilirler. Hatta annemin hastalığının
başlangıcından sonra iki kere daha tekrarladığını da. Dolayısıyla bu kanser
meselesi bizim ailenin gündeminde sıkça yer alan ve her an köşeyi dönünce
karşımıza çıkabileceğini düşündüğümüz bir hastalıktır, ya da öyle düşündüğümüzü
zannediyoruz, öyle düşünmemiz gerektiği için.. Karışık mı oldu :) şöyle
açıklayayım:Ekşi sözlük: Bilgiyi marifete dönüştürmenin yolu (Yazar: magnolia)
Basireti bağlanmak
TDK: İyi düşünemez, gerçeği göremez bir duruma düşmek
Ekşi sözlük: Doğru yolu görememek,
alması gereken önlemleri zamanında alamamak (Yazar: boyalıkuş)
Annem, teyzemden
üç yıl sonra yumurtalık kanseri olduğunda, "teyzem hastalandığında annemin yumurtalıklarını hemen
aldırmalıydık, aklımız nerdeydi" diye bar bar bağıran,
ilerleyen yıllarda da "annem kabul etse
aslında hemen memelerini aldırsak, yumurtalık kanseri ve meme kanseri
genellikle bir arada görülüyor" diye atıp tutan, tedavi
sürecini kast ederek; "bu yaşananları gördükten sonra 35 yaşına
gelince gen testi yaptırıp BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarını taşıyorsam yumurtalıklarımı
hiiiç düşünmem derhal aldırırım" diye mangalda kül bırakmayan ben değil
miydim? Yoksa bunları söyleyen sadece ağzım mıydı? Ağzım bunları söylerken
kulaklarım duymuyor ya da aklım ve kalbim bu hastalığın bana da
uğrayabileceğine aslında inanmıyor muydu? Hani konduramamak derler ya..
Şimdi anlıyorum
ki, bir dönem -internet sağolsun- yumurtalık kanseri konusunda okumadık şey
bırakmayan ben, meme kanseri konusunda zır cahilmişim! Sanki meme kontrolü
sadece mamografi ile olurmuş, sanki o da aile hikayesi olanlar için 35,
diğerleri için ise 40 yaşından itibaren gerekirmiş gibi bir düşüncem varmış.
Oysa ki ben bu düşüncelere dalmış uyurken, her yerde insanlar 20 yaşından
itibaren -aile hikayesinden bağımsız- her kadının kendi memesini kontrol etmesi
gerektiği konusunda davul çala çala geziyorlarmış.. İşte buyrun, bakın; Memeder, #galatapembeoluyor
Şimdi söyleyin
bakalım, yukardakileri yan yana getirince ortaya çıkan şey basiret bağlanması
değildir de nedir? Kanser konusu hayatımın bu kadar içinde, gündemimin üst
sıralarındayken, kanserin beni sadece yumurtalıktan ve daha çook zaman sonra
yakalayabileceğine kalben inanmamda basiretin baş rolu oynadığı çok net, hatta
kesin bilgi.
Dolayısıyla,
hastalığımın adına meme kanseri yerine basiret düğümlenmesi de diyebilirsiniz
:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder