O Çarşamba günü durumum tam olarak netleşip aldığım haberler beni yerle bir ettiğinde, ne düşüneceğimi ve yapacağımı bilmiyordum. Sanki başıma utanılacak bir şey gelmişti, çok fena yenilmiştim, tuhaf bir histi. Sanki bunu kimseye söylemesem, kimse duymasa gerçek olmayacaktı. Ama herşey ortada ve gün gibi gerçekti, mücadele etmem gereken sinsi bir misafirim vardı, gerçekliğini bir türlü kabul edemediğim.. O anda bunu ne kadar çok kişiye söylersem o kadar gerçek olacak ve ben de bu gerçekle o kadar güçlü bir şekilde mücadele edecekmişim gibi geldi, öyle de oldu, hatta umduğumdan çok daha fazlasıyla. Buradan çok güç aldım, okuyan herkesin kalbinin ve dualarının benimle olduğundan eminim, bana verdiğiniz gücün değeri paha biçilemez, hayati desem sanırım abartmış olmam :)
Yazıp anlattıkça karşımdaki sinsi düşman küçüldükçe küçüldü, sizlerden aldığım güçten sanki utandı ve saklanacak yer aramaya başladı :) Artık onu silip atmak benim için çok kolaydı, alt tarafı bir hastalıktı ve benim için dua eden, yardımıma koşmaya hazır bir sürü insan vardı; korkmuyordum artık ondan..
Daha sağlıklı düşünmeye başladığımda ise yaşadıklarımı adım adım yazmanın birilerine bir faydasının dokunabileceği fikri beni daha da güçlendirdi; belki benim gibi deriin uykuda olan birilerini geç olmadan uyandırabilir, başına benzer şeyler gelenlere yol gösterebilir, kendilerini yalnız hisstmelerini önleyebilirdim. Böylece olanları yazmak benim için aynı zamanda bir sorumluluk haline de gelmişti.
Önceki yazılarımın birinde hatırlarsanız, ailesel bir takım hassasiyetler ve durumumdan -en azından bir süreliğine- haberdar olmaması gereken kişilerden bahsetmiştim. İçinde bulunduğum ruh haliyle içimi yazıya dökerken ilk baştaki "kim okur ki beni" düşüncesi yerini "eyvah annemlerin haberi olmasa bari" endişesine bırakmaya başladı, Facebook bile kullanmayan ben, sosyal medyanın gücünü yabana atmıştım :)
Şu anda durduğum noktada, vereceğim mücadelede güçlü durabilmek için, onları bu konudan uzak tutmak benim için büyük önem taşıyor. Dolayısıyla, bir süreliğine -en azından konuyu ailemin tamamıyla paylaşıncaya kadar- yazmaya/anlatmaya değil ama yazılarımı burada yayınlamaya maalesef son vermek zorundayım.
Herşey bitip bu mücadeleyi kazandığımda bakarsınız tüm yazılarımı birden yayınlarım, hep birlikte okuyup güler, ağlar, eyvallah deriz, geçer gider ;)
O zamana kadar sevgiyle kalın..
Benim hâla umudum var, isyan etsem de istediğim kadar
İnat etsem bile bırakmazlar sahibim var
Benim hâla umudum var, seviyorlar bazen soruyorlar
Hayran hayran seyret ister katıl ister vazgeç
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin geçer gider
Boyun büküp önünde ağlasam sessizce şu garip gönlüm affolur mu?
Bu fırtına durulur mu benden adam olur mu?
Korkarım aşka zararım dokunur mu?
Elveda sana yeter tamam bitsin artık bu dram bu fotoroman
Ham meyvayız hala koparmışlar dalımızdan
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin geçer gider
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter
Bıraksam kendimi şöyle oh ne rahat
Bu da geçer gülüm yaşamana bak
Alınacak dersler var sorulacak sorular
Bu da geçer gülüm bizden bu kadar
Bir an önce sağlığınıza kavuşmanız dileğiyle.
YanıtlaSil