Küçüklüğüme
dönecek olursak; ben küçükken annem hep saçımı benim isteğim dışında küt tabir
ettiğimiz kulak altında biten modelde kestirirdi. Hatta aramızdaki
kestirirdin/kestirmezdin itişmesi kuaförün eve gelip annemin makyaj masasının
önündeki taburede saçımı kesmesiyle son bulurdu. Bu travmadan (travma kelimesi
de moda ya, cümle içinde kullanma fırsatını kaçırmak istemedim) kaynaklı
olduğunu düşündüğüm bir şekilde, saç modelime kendim karar vermeye başladığım
yaştan başlayarak, 34 yaşımı bitirmeme bir aydan az kalan şu son döneme kadar
saçımı kestirmek konusunda hep tereddütlü oldum. Sadece saç kesimi mi, renk,
şekil, saçla ilgli aklınıza gelebilecek her türlü değişimden hep kaçınırım, ya
da kaçınırdım diyelim :)
Şimdi saçlarımın
tamamını kaybetmeme bu kadar az kalmışken böyle tuhaf bir dinginlik, sükunet
içindeyim niyeyse? Tek derdim oğlum beni saçsız görmesin, bir de konuyu
gizlediğimiz aile eşrafından kelliğimi saklayayım. Nasıl olacak derken protez
saçı keşfettik, tedaviye önce kemoterapi ile başlanacağı için anlaşılan pek
zamanım olmayacak uzun uzun araştırıp konuyu listelere, excellere dökmeye :) Zira görüştüğümüz bir yer siparişten
sonra tedarik süresinin 2 haftayı bulabileceğini söyledi, derhal sipariş
veriliyore.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder